Kişisel Reklama Değil, Projelere İhtiyacımız Var...

KİŞİSEL REKLAMA DEĞİL, PROJELERE İHTİYACIMIZ VAR …

Son zamanlarda sık rastladığımız talihsiz açıklamalara bir yenisi daha eklenmiştir.
Gelişmiş ülkelerde Sağlık Bakanlarının “Halkımız sağlıklı; hekime başvurmuyor” diye başarısını anlatırken bizim ülkemizde “Ne mutlu vatandaş hasta oldu hekime başvuru oranı arttı “ diye övünülmesinin mantığını anlamakta, tüm duyarlı vatandaşlarımız gibi biz de anlayamamaktayız.
Adı Sağlık olan Bakanlığın başında olan birinin vatandaşlarımızda hastalık oranının artması ile övünmesi, konu ile ilgili bilgi düzeyinin sorgulanmasını gerektirir.
Sayın Bakana katılıyoruz. 
Evet Sayın Bakanın övündüğü gibi bu ülkede hastanelere başvuru artmaktadır. 
Sebebi de aile hekimliğinin başlatılması ile önem verilen koruyucu sağlık hizmetlerinin yönetim değişikliği ile ikinci plana atılmasıdır. Bu anlayış tarzı ile hastalık oranlarımız Sayın Bakanın söylediği gibi daha da artacaktır.
Bugün övünülen istatistikler yarın Türkiye’nin yüz karası olacaktır.
Bugün koruyucu sağlık hizmetlerine yapılan ihanetlerin faturalarını, bu millet gelecek yıllarda önlenebilir hastalıkların artması ile ödeyecektir.
Bu ülkenin artık gerçekçi politikalara ihtiyacı vardır.
Salef Bakanın proje fazlalığını unutturmak için getirilen yegane proje “Aile Hekimliğinde nöbet” tir. Zaten anlatılabilecek başka bir şey de yoktur.
Acil nöbetleri başarısızlığı, ASM nöbetleri başarısızlığı ile devam etmektedir. Belki de 1 ay sonra o da tarih olacaktır.
Güneş balçık ile sıvanmaz. Türkiye artık tek tuşa basarak aile hekimliğinde günlük poliklinik sayılarını görebilir.
Madem %75 nöbete gidiliyor neden cumartesi günlük poliklinik sayıları açıklanmıyor? Neden istediğimizde veremeyiz deniyor? Saklanan nedir? Yoksa gerçeklerin ortaya çıkmasından mı korkuluyor?
Sağlık sisteminin kişisel reklamlara değil üretilen projeler ihtiyacı vardır. Geçmişten gelen mirası hovardaca tüketmenin bu ülke sağlığın bir katkısı yoktur.
Türkiye Cumhuriyeti Kamu Denetçiliği Kurumu “Aile Hekimlerinin talepleri önemsenmeli, çözüm süreçlerine aile hekimleri katılmalı” diyor. Sağlık Bakanlığına tavsiye kararı yazıyor. 
Kamu Denetçiliği Kurumu bile sorunu görüp rapor hazırlar iken “Ben kimse ile görüşmem. Benim düşündüğüm gibi düşünmüyorlar” anlayışı Bakanlığın ne kadar doğru (?) yönetildiğinin en güzel göstergesidir.
Yol haritası yanlış olanın doğru yolu bulması imkansızdır.
Biz Türkiye’ nin aile hekimleri olarak seçim propagandalarının ucuz malzemesi olmak istemiyoruz. 
Biz yönetimde olanların başaramadıklarının hayata geçirdik. 
Bu ülkenin sağlık kalitesini üst düzeye taşıdık. Taşımaya devam edeceğiz. Herşeye ve herkese rağmen.
Son olarak Sayın Bakana aile hekimleri arasındaki birlikte hareket etme kültürüne katkıları için teşekkür ediyoruz. Aile Hekimleri kendileri aleyhine yapılan her olumsuz söylemde daha da sıkı bir araya gelmektedir.
2 ay sonra aile hekimlerinin sisteme sahip çıkma oranları %100 olacağından eminiz ama Bakanlık makamından emin değiliz.
Saygılarımızla.

AHEF YÖNETİM KURULU
 
 

PAYLAŞ: