AHEF Uyarıyor


Değerli Meslektaşlarımız,

Sayın Kamuoyu,

Aile Hekimleri olarak; Birinci basamak sağlık hizmetlerinin, bu ülkenin sağlık alanındaki en önemli gerçeği ve geleceği olduğunun bilinci ile koruyucu ve önleyici hekimlik alanında hizmetimize kesintisiz bir şekilde devam ediyoruz. Sağlık hizmetlerinin bir ülkeyi yaşanılır kılan en önemli kıstaslardan biri olduğunu bilerek, halkımıza kaliteli, kolay erişilebilir, güler yüzlü bir hizmet sunulabilmek için bütün imkânlarımız dâhilinde ve tüm olumsuzluklarımıza rağmen canla başla çalışıyoruz.

Bizler Aile hekimleri olarak bu hizmeti vermeye çalışırken, vatandaşlarımıza hakları olan nitelikli sağlık hizmeti sunmayı onlara karşı bir lütuf olarak değil, sorumluluğumuz ve asli görevimiz olarak kabul ettik. Annelerin güvenli şekilde gebeliklerini geçirmesi, sağlıklı bebekler doğurması, bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan hastalıklardan onları korumak için bağışıklama çalışmaları, tüm hastalıklarını takip etmek, sosyal yönden iyiliklerini sağlamak için çabalıyoruz. 

Görüyoruz ve biliyoruz ki işimiz gerçekten çok zor ve iş yükümüz gerçekten çok fazla. Ancak insan odaklı çalışan hekimler olarak sağlıklı bir toplumun inşası yolunda, tüm bu çabalarımızı sağlıklı bir topluma ulaşarak taçlandırmak en önemli hedefimiz. Çünkü milletimizin her alanda olduğu gibi sağlık alanında da hizmetin en iyisine layık olduğunu biliyor ve "önce insan" diyerek çalışmaya devam ediyoruz.

Ancak, bizim ülke modelinde şu ana kadar Aile Hekimliği dışında yapmaya zorlandığımız çok çeşitli hizmetler ve her türlü işin Aile Hekimlerince yapılabileceği beklentisi hem iş yükümüzü arttırmakta hem de Aile Hekimliği Tıp Disiplinin gerçeklerini doğru bir şekilde yapmamızı engellemektedir. En önemli sorun ise Aile Hekimliği Kanunun da olmayan görevlerin, yönetmelikler ve yönergeler ile aile hekimlerine görev olarak verilmesidir.

Bugün bunlara yenileri eklendi!

Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü' nün 2018/14 Genelgesi ile, yatağa bağımlı seçmenlerin seyyar sandık talebinde bulunmaları için gerekli olan durum bildirir tek hekim raporunun Aile Hekimlerince düzenlenmesi görevi de verildi. Ayrıca genelge ekinde iki sayfadan oluşan yapılacak iş ve işlemlerle ilgili talimat bulunmaktadır. Bu talimatta;

1. Ülkemizde 1 milyona yakın ağır engelli raporu bulunan kişi olduğu, 294.000 kişinin evde sağlık hizmeti aldığı belirtilmektedir. Evde sağlık hizmeti alan 294.000 kişinin listesinin aile hekimlerine bildirildiğinden bahsedilmektedir.

2. Talimatın yedinci maddesinde "Aile hekimlerimiz bu listeleri süre kısıtlılığı nedeniyle ivedilikle değerlendirerek durumu Kanun hükmüne uygun kişiler için bu amaçla hazırlanan e-raporu talep varlığı aranmaksızın düzenleyecekleri" hükmü, sekizinci maddesinde "Aile hekimlerimiz bu listede yer almamakla birlikte yatağa bağlı olduğunu bildikleri diğer kayıtlı vatandaşlar içinde rapor düzenleyebilecekleridir." hükmü ile dokuzuncu maddesinde "Rapor, mümkünse vatandaşlarımızı evinde ziyaret etmek suretiyle, değilse bir yakınını davet ederek ıslak imzalı çıktı vermek suretiyle vatandaşa ulaştırılacaktır." Hükmü bulunmaktadır.

Aile hekimleri bildirilen 294.000 kişinin sistemde e-rapor düzenlenerek, evlerine ulaştırılması gerektiği hususunun, hukuka uygun olmadığı açıktır. Aile hekiminin, kişilerin talebi olmaksızın işlem yapması ve rapor düzenlenmesi hukuka aykırıdır. Durum bildirir rapor bilindiği üzere talep üzerine yapılması gereken bir işlemdir. 

Ayrıca bu raporun düzenlenmesi ve iletilmesi konusunda;

1. Kişinin görülmeden bu belgenin verilmesi sonrasında çıkacak hukuki sorunlardan kim sorumlu olacaktır,

2. Kişinin yatalak olma hali ortadan kalkmış ise ne yapılacaktır,

3. Kişinin ikametgahında bulunmaması durumunda nasıl bir işlem yapılacaktır,

4. Kişinin vefat ettiğinin tespit edilmesi durumunda yapılacak işlem ne olacaktır,

5. Aynı hastalıktan engelli olan kişilere farklı raporlar düzenlenmesi durumunda hukuki sorumluluk nasıl olacaktır,

6. Yatağa bağımlı kişi açıklamasının yapılmaması nedeni ile seyyar sandık isteyen vatandaşın talebi nasıl değerlendirilecektir, bu nedenle oluşan hukuki sıkıntıdan ve olabilecek şiddetten kim sorumlu olacaktır,

7. İzinde olan aile hekiminin kayıtlarına nasıl ulaşılacaktır, bu görevi kim üstlenecektir, yerine vekalet eden hekim olmaması durumunda kim sorumlu olacaktır,

8. Aile hekimi bu görev nedeni ile yerinde olamadığında veya aile hekimliği/aile sağlığı merkezi kapandığında hizmet aksamasının hukuki sorumlusu kim olacaktır,

9. Ulaşım amacı ile araç ve eleman gerektiğinde bu konuda Sağlık Müdürlüğü destek olacak mıdır

Gibi birçok soruya bu genelge açıklık getirmemektedir. 

Bilindiği üzere evde sağlık hizmeti hastanelerce verilmektedir. Aile hekimlerine bildirilen kişilerde hastanede görevli arkadaşlarımız tarafından tespit edilmiştir. Bu nedenle bu görevin sadece aile hekimlerine verilmesi anlaşılamamıştır. Bu görevin tüm sağlık birimlerince yürütülmesinin daha doğru olacağı kesindir.

 

AHEF YÖNETİM KURULU

 

PAYLAŞ: