AHEF - Bakanlık Görüşmesi

          11.10.2018 tarihinde, T.C. Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine ALP MEŞE tarafından yapılan davet üzerine, Ahef Yönetim Kurulu olarak Dr. H. Şenol ATAKAN, Dr. Sevilay SEVAL, Dr. M. Ümit IŞILDAK, Dr. M. Tamer KARAARSLAN ve Dr. Kutbettin BAKIR, Bakan Yardımcılığı makamında görüşme gerçekleştirmiştir.
Görüşmede;
        Prof. Dr. Emine ALP MEŞE, hoş geldiniz deyip görüşmeyi başlattıktan sonra,  AHEF ile görüşme için iki kez randevu vermek istediklerini ama elde olmayan nedenlerle bunun gerçekleşemediğini, tarafımızdan verilen gazete ilanının şık olmadığını, her zaman görüşme talebinde bulunabileceğimizi, kendilerinin de aile hekimliği için bizlerle beraber çalışmak istediklerini, aile hekimliğini güçlendirmenin ana amaçları olduğunu ve bunu da kendisinin katıldığı her toplantıda ifade ettiğini söyledi.

İlanın ve basın açıklamasının sesimizi kamuoyuna ve politikacılara duyurmak için yapıldığını, sahanın sıkıntıda olduğunu ve bunu da, başka bir yolumuz kalmadığı için planladığımız eylem planı çerçevesinde bu şekilde ifade ettiğimizi söyledik. Taleplerimizin karşılanmaması durumunda eylemlerimizin devam edeceğini belirttik. 

Bakan Yardımcımız, AHEF ile her zaman görüşüleceğini belirtti.

Dr. H.Şenol Atakan, aile hekimliği uygulamasının genel bir tablosunu çizdi. Bakanlığın aile hekimliği disiplini için yaptığı her adımın arkasında olduğumuzu, HSGM ile pek çok konuda görüşüldüğünü, sahanın sorunlarının sürekli iletildiğini, AHEF Mini Tıp Akademisi, Erişkin Aşılama Toplantıları gibi faaliyetler ile birinci basamakta aile hekimlerinin bilgilendirmeyi ve farkındalık yaratmayı amaçladığımızı, aile hekimliği verilerinin bilimsel raporlara dönüştürülmesi için bir protokol hazırladığımızı, bu verilerden yola çıkarak aile hekimlerinin eğitim gereksinimlerinin belirlenmesi ve sahada uygulama algoritmalarının oluşturulmasını hedeflediğimizi, uygulamanın etkinliğinin ve bilimsel gelişiminin sağlanmasının amaçlandığını ifade ettik.

Gelinen 14 yıllık süreçte, aile hekimliğinin başladığı noktada olmadığını, Bakanlık tarafından açıklanan verilere göre günde 7.5 saat çalışarak verilen görevlerin ancak yapılabilecek hale geldiğimizi ve yine Bakanlık verilerine göre bir hekimin yaklaşık 3 hekimlik iş yaptığını, hak kayıpları ve her gün artan iş yükü ile arkadaşlarımızın kandırıldığını düşündüğünü, motivasyonun düştüğünü, tükenmişlik içinde olduğunu belirttik. Gelinen noktada çözümler bulunmazsa vatandaşa ve siyasilere sesimizi duyurmak için eylemlerimizin devam edeceğini söyledik.

Görüşmede, aile hekimliği uygulanmasında 2011 de Yönetmelik değişikliği ve sınıflandırmanın getirilmesi ile 3-4 ay süreyle cari giderlerimizin yarı yarıya azaltıldığını ve yine ücretlerimizde da 300 TL kayıpla ile başlayan hak kayıplarımızın gün geçtikçe iş yükünün de artırılarak devam ettiğini, ücretlerin giderek azaldığını ve sıfır nüfuslu aile hekimliği birimlerinin açılmasıyla bu azalmanın son yıllarda daha da arttığını ve ilk önce bu kaybın karşılanması gerektiğini söyledik. Bu konunun önemini tekrar tekrar vurguladık.

Sağlık raporları konusunda Bakan Yardımcısı, rapor yükünün farkında olduklarını ve bu sorunu önemsediklerini ve ilk aşamada bu yükün aile hekimlerinin sırtından almak için çalıştıklarını söyledi.

Şu durumda Yönetmeliklere uygun davranılması durumunda ikinci basamaktan istenilen konsültasyonların ücret çıkarması ile kişinin aile hekimine tekrar gelmesine yol açtığını, bazı hekimlerin çeşitli sebeplerle bu raporları verdiklerini bunun da vermeyen hekimler için sözlü/fiziki şiddete neden olduğunu örnekleriyle anlattık.

Çok fazla rapor olduğunu bu rapor sayısının 273 lere ulaştığı, oysa bu sağlık raporlarının birçoğunun beyana bağlı olması gerektiği ve diğerlerinin ASM şartlarında verilemeyeceği örneklerle anlattık. Bu rapor yükünün AH üzerinden alınması gerektiğini belirttik. E-rapor şeklinde Bakanlığın çalışması olduğunu öğrendiğimizi, bunun yeterli olmayacağını bizimde bu çalışmanın içinde olmamız gerektiğini söyledik. Diğer yandan başka kurumların çıkardıkları Kanun/Yönetmelik lerde Sağlık Bakanlığına danışmadan ‘’raporlar aile hekiminden alınır’’ dediklerini, bunun olmaması gerektiğini söyledik.

Sevk zinciri için ne düşündüğümüzü sordular.

Sevk zincirinin aile hekimliğinin önemli bir konusu olduğunu , ancak yıllar önce yapıldığı gibi bir  uygulamanın tabiri caizse duvara tosladığını, hazırlıksız başlandığını iş yükünü arttırdığı için hekimlere sıkıntı yarattığını ve uygulamanın iptal edildiğini anlattık. Şu an 4 bölgede pilot olarak sevk zincirinin olacağını, bu bölgelerde öncelikle kayıtlı nüfusların düşürüleceğini ifade ettiler. Bu yoğunlukta ve nüfus fazlalığında uygulamanın zor olduğunu, nüfuslar hak kaybı yaşanmadan düşürüldükten sonra Kademeli sevk uygulamasından başlayarak yönetilebilir sevk zinciri uygulamasına geçilebileceği belirtildi. Ülkemizin sağlık ekonomisi için iyi olacağı belirtildi. Bununla ilgili çözüm önerilerimizi rapor halinde ileteceğimizi belirttik. Kendileri de memnun olacaklarını söylediler.

Aile hekimlerinin ücretlerinin nasıl hesaplandığı anlatılarak sıfır nüfuslu yeni birimlerin açılması nedeni ile ücretlerimizin azaldığı ve iş barışını bozduğu örneklerle ortaya konulmuştur. Daha önce Sn AKDAĞ ve Sn DEMİRCAN bakanlarımız tarafından bizlere, kesinlikle nüfuslar azalırken ücretlerimizin azalmayacağının ifade edildiğini ancak tüm hekimlerin sıfır nüfuslu aile hekimliği birimlerinin açılmasıyla ücretlerde azalma olduğunu anlattık. Öncelikle son 3-4 yılda hızla artan bu kaybın mutlaka karşılanması gerektiğini istedik.

AH lerinin içinde bulunduğu umutsuzluğu, mutsuzluğu, AH nin umutlarını yeşertmek adına yeni görevler öncesi hak kayıplarının karşılanması ile ilgili somut adımlar atılması gerektiği ifade edilmiştir.

Kendileri kronik hastalıkların takibi ile pozitif performansla ücretlerimizin eski durumuna geleceğini söylediler. Maliye ile sorun yaşadıklarını anlattılar. Maliyeden ek bütçe almanın zorluğundan bahsettiler.

Maliye bakanlığını bütçe vermediği görüşünün doğru olmadığını, AHEF olarak Maliye Bakanlığı Bütçe Dairesi Başkanı ile görüşüldüğü ve görüşmede Sağlık Bakanlığının hastane bakanlığı olduğu, AH lerinin gündeme gelmediği, Maliye Bakanlığı olarak bir bütçe verildiği ve bunun kullanım tercihinin Sağlık Bakanlığında olduğu ve bütçe imkânlarını AH için kullanılmadığı, önceliklerin Sağlık Bakanlığı tarafından belirlendiğinin ifade edildiği aktarıldı.

Biz ısrarla hak kayıplarımızın mutlaka karşılanması gerektiğini, Bakanlığın atacağı ilk adımın bu olması gerektiği, taramalardan, obezite izlemlerinden, kronik hastalık takiplerinden kaçmadığımızı ama hak kayıplarının önceliğimiz olduğunu, bu konuda sahanın çok sıkıntıda olduğunu, bunun bir an önce düzeltilmesi gerektiğini tekrar tekrar ifade ettik. Ancak mağduriyetimiz giderildikten sonra bu işleri yapan arkadaşlarımızın pozitif performans uygulaması şeklinde değerlendirebilineceği belirttik.  Ayrıca bu işlerde hali hazırda vatandaşın hiç bir sorumluluğun olmamasının zorluk teşkil edeceğini anlattık. 

Tek hekimlerin yıllık izne çıkabilmesi için yakın asm den vekâlet bırakılması, ilaç raporu olan hastaların ilaçlarının eczaneden alabilmesinin çalışıldığını ve saha toplantıları yapacaklarını söylediler.

Uygulamaya getirilen renkli reçete sisteminin sıkıntılı olduğunu, bilişim komisyonumuzun önerileri doğrultusunda bu konuda çalışmaların yürütülmesi gerektiği söylendi.

Kiraların son ayda açıklanan oranla %48 oranında zamla yenilendiğini söyledik. Kiralardaki artışların belirlenmesi konusunda iller arasında farklı uygulamalar yapıldığı, sözleşmenin imzalandığı aydaki üfe oranının uygulandığı ve bunun da %48 olduğunu ve Yargıtay kararına göre yıllık üfe/tüfe ortalamasının alınması gerektiğini belirttik. Bu konuyla ilgileneceklerini söylediler.

Ayrıca ASÇ larının, nüfus azalması ile ücret azalması yaşadıklarını ve bu nedenle iş yükü daha az ama ücreti eşit ya da daha fazla olan kurumlarına/veya İlçe Sağlık Müdürlüklerine dönmek istediklerini söyledik. 2000 e yakın Aile Hekimi ASÇ olmadan hizmet verdiklerini anlattık.

Aile sağlığı çalışanlarının sorumlulukları konusunda net sınırların olması gerektiğini, tüm sorumluluğun hekimde olduğunu, bu durumun yanlış olduğunu, çalışılacak ASÇ yı belirleme yetkisinin Aile hekiminde olması gerektiğini belirttik. 

Daha önce TSM de çalışan ebe/hemşirelerin ASM ne geçmek istemedikleri durumda, isteyen personelin hastanelerden geçişine izin verilmesi ve TSM den hastanelerde boşalan bu kadrolara geçiş yapılmasının sağlanması hakkında yazı yazıldığını ama uygulanmadığını anlattık.

Ödeme ve sözleşme yönetmeliği ile ilgili AHEF çalışmasının incelendiğini ve yönetmeliği tekrar değerlendirdiklerini belirttiler.

Aile hekimliğinin özerkliğini ve disiplinin kapsamını korumak kaydı ile birlikte çalışma yapmaya her zaman hazır olduğumuzu ifade ettik. Söylediklerimiz ve yaptıklarımızın tamamını disiplinin özerkliğine ve kapsamına dayandırıyoruz, aile hekimliğinin bu özelliklerini savunmak bizim her zaman önceliğimiz olacaktır, bugün hem disiplinin kapsamı dışında işler yapmak zorunda bırakıldık hem de özerklik konusunda hak kayıplarına uğradık, esasında tüm bunların 14 yıllık aile hekimliği tecrübesi olan sahada çalışan aile hekimlerini temsilen bizler ile birlikte birçok paydaş ile gerekirse moderasyonunu da bizim yapacağımız bir çalışmaya da hazır olduğumuzu anlattık.

İyi bir sağlık sistemi için Aile Hekimliğinin sağlık sistemin merkezine getirilmesi şarttır dedik. 

Ayrıca

- Sağlıkta şiddet 

- Aşı reddi

- İzinler

- Sağlık Okuryazarlığı çalışmaları

- Misafir hasta

- Entegre Nöbetler

- Okul Aşıları için ek görevlendirmeler

- İller arası farklı uygulamalar 

- Sağlık Müdürlüklerinin yanlış bakış açısı

Gibi sorunlar konuşulan diğer konulardı.

Görüşmenin sonunda Bakan Yardımcımız tarafından AH ile ilgili konularda AHEF ile ortak çalışılacağı, anlatılan ve ifade edilmesine fırsat olmayan sorunlarınız ve çözüm önerileriniz ile ilgili bilgi notu hazırlamamızı ve tarafına gönderilmesini istenmiştir. Bütün konularla ilgili çalışmalarımızı iletmemizi istediler.

Çok kısa bir sürede çözüm önerilerimizi de içerecek şekilde çalışmalarımız iletilecektir.

 

                                                               AHEF YÖNETİM KURULU


PAYLAŞ: