AHEF - Cumhurbaşkanlığı Sağlık Politikaları Yüksek Kurulu Görüşmesi Gerçekleşti

           Daha önceden bildirildiği üzere AHEF olarak 10.12.2018 günü saat 11.00'de Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü'yle, saat 15.00'te ise Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Üst Kurulu ile görüşülmüştür.

Görüşmelere AHEF YK Başkanı Dr. H. Şenol ATAKAN ve AHEF YK Üyesi Dr. M. Ümit IŞILDAK katılmıştır.

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile ana gündem konusu sağlık raporları olmuştur. Sağlık raporları konusunda aile hekimlerinin yıllardır sıkıntı yaşadığı ve bu konuda Bakanlığın belirleyici olması gerektiği tarafımızdan özellikle vurgulanmıştır. Sağlık raporları konusunda belirleyici kurumun kendileri olduğunu belirtmişlerdir. Bu görüşmeler sonucunda Genel Müdürümüzün onayı ile de konunun paydaşları olan Aile Hekimleri adına AHEF, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü ve Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün katılacağı Ocak 2019 ikinci haftasında belirlenen bir günde “Sağlık Raporları Çalıştayı” yapılmasına karar verilmiştir. AHEF YK olarak konuştuğumuz üzere çok yoğun uğraşlar sonucu çizdiğimiz yol haritası kabul görmüştür. AHEF olarak raporlar konusunda son bir çalışma yaptıktan sonra, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü , Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü ile birlikte aynı masaya oturacağız. Bir değişiklik yapılmazsa Ocak 2019 İlk haftasında toplanılarak " Sağlık raporlarına ilişkin usul ve esaslar" belirlenmeye çalışılacaktır. Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ev sahipliğinde yapılması düşünülen toplantının yeri Sağlık Bakanlığı yerleşkesi olarak planlanmış ve karara bağlanmıştır.

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü görüşmeleri sonrasında Sağlık Bakanı Danışmanı ile de bir görüşme gerçekleştirilmiştir.

Daha sonrasında Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu ile planlanan saatte bir görüşme gerçekleştirilmiştir. Görüşme sırasında aile hekimlerinin sorunlarını belirten ve beraberinde çözüm önerilerimizi içeren bir dosya sunulmuştur. Dosyanın sunulması sonrasında konular detaylandırılmıştır. Görüşülen konular ve aktarılan sorunları özetlemek gerekirse;

1. Ücret/Hak Kaybı: Özellikle yeni açılan sıfır nüfuslu birimler nedeni ile ücretlerimizde azalma olduğu geniş şekilde örnekler verilerek açıklanmıştır. Bu konuda verilen sözlerin tutulması istenmiştir. Maliye Bakanlığından hak kayıplarımızı giderecek ödenek alınmadığı sürece birim açılmaması istenmiştir.

2. Sağlıkta Şiddet

3. Aile Sağlığı Merkezi Gider Ücretinin Yetersiz Kalması

4. Mobil Hizmet Ücretlerinin Yetersiz Kalması

5. Aşı Reddi

6. Sağlık Raporları

7. İş Yükünün Artışı

8. Kira ve Artış Sorunu

9. ASÇ Sorunu: Aile sağlığı çalışanlarının ayrılmaları

10. Renkli Reçete Sistemi Sıkıntısı: AHEF ile çözüm bulunduğu ve ilerlediği iletildi.

11. Nöbetler, Nöbet Ücretleri: Verilen nöbet ücretlerinin verilmemesi, yerine izin verilmesi

12. Entegre Sorunları/Hak Kayıpları-Nöbetler

13. Misafir Hasta Sorunu: Başlı başına sorun haline geldiği iletildi.

14. İzinler: Ücretli izin hakkı, tek birimli aile hekimleri sıkıntısı

15. Aile Hekimi Ve Aile Sağlığı Elemanlarına İllerde Ek Görev Verilmesi

16. Diğer Konular

- Saha Aile Hekimliği Uzmanlık Eğitimi ve AH'lere uzmanlık hakkı verilmesi,

- Sanal aile hekimliği birimi açılmaması,

- Sınıflandırmanın kaldırılarak, herhangi bir kritere bağlı olmadan 2005 yılında çıkan yönetmelikte olduğu gibi Aile Sağlığı Merkezi gider ödeneğinin herkese tam verilmesi gerektiği,

- Tedavi uygulamasında ilaçlar konusunda aile hekimi, aile hekimi uzmanı farkının kaldırılması, ilaç raporu konusunda aile hekimi uzmanı olmayan hekime de yetki verilmesi gerektiği,

- Kronik hastalık tespit, takip uygulamasına, aile hekimleri nüfusları düşürülmeden ve hak kayıpları karşılanmadan geçilmemesi,

- Kamu ve Özel yataklı tedavi kurumlarının yapması gereken aşıları ve diğer işlemleri yapması ve sisteme işlenmesinin mutlaka sağlanması,

- Tedavi kurumlarında kullanılan kayıt sistemi ile aile hekimliği kayıt sistemi uyumunun gerçekleştirilerek, bağlı nüfusa yapılan işlemlerin görülmesinin sağlanması,

- Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı sözleşme feshi ve ihtar verme yetkisinin, vali ve vali yardımcısından alınarak İl Sağlık Müdürlüğü bünyesine verilmemesi,

- Aile hekimlerinin iş yükünü artıran işlerin en başında gelen konulardan biri de raporlu ilaçların tekrar tekrar yazılmasıdır (rpt), bu sorunun çözülmesi,

-  İller arasında Sağlık Müdürlüklerinin uygulama birliğinin bir an önce sağlanması,

- Laboratuar işlemleri ile ilgili olarak; Aile Sağlığı Merkezlerinde Halk Sağlığı Laboratuarları aracılığı ile laboratuar hizmeti verilmektedir. Halk Sağlığı Laboratuarları'nda verilen hizmetin niteliğine uygun ve aynı ölçekteki devlet hastanelerindeki uzman sayısı göz önüne alınarak  bu laboratuarlara gereken uzmanların görevlendirilmesi,

              - Çıkan Kanunla;

1. Aile hekimleri İŞVEREN olmuştur. Bakanlığımızla yapılan görüşmelerde bunun Bakanlığımızın Yargıtay'da kaybettiği davalara engel olmak için çıkarıldığı ifade edilmiştir. Yani Sağlık Bakanlığı 14 yıl durmuş ve şimdi aklına aile hekiminin İŞVEREN olması gerektiği kararına varmıştır. Aile hekimi Sağlık Bakanlığı personelidir, özel iş yeri olan ve karşılığında hizmet verdiği kişilerden gelir elde eden fatura kesen kişiler değildir, aile sağlığı merkezleri de ÖZEL İŞYERİ değil, Anayasa Mahkemesi Kararına göre kamu hizmeti veren yerlerdir. Çünkü işveren olunabilmesi için mevcut kanunlara göre Özel İşyerinin olması, satılan hizmet karşılığında fatura düzenlenerek gelir temin edilmesi şart koşulmuştur. Bu hükmü aile hekimliği sistemine dinamit koyulması olarak görmekteyiz ve beraberinde birçok sorunları da getireceğini düşünüyoruz. Bu konuda Hukuk Fakültesi ve Barolar ile işbirliği içinde olacağımızı ve bir çalıştay düzenleyerek konuyu vergisel, mali ve anayasal hak açısından ele alarak değerlendireceğimizi de bilinmesini istediğimizi.

2. Sözleşme Dönemleri arasında izinlerin devir edilmesi engellenmiştir. Bilindiği gibi aile hekimleri iki sözleşme imzalayarak aile hekimlerine devam etmektedirler. Daha önce kazanılan yargı kararlarına göre sözleşme döneminde kullanılamayan izinler bir sonraki sözleşme dönemine aktarılmakta iken şimdi çıkarılan Kanunla bu engellenmiştir. Yani Yargı; Aile Hekimi ve aile sağlığı çalışanının sözleşme imzalamasına rağmen aynı yerde görev yapmasını ve ihtar puanı nedeni ile sözleşme feshi dışında sözleşmeyi imzalanmaması ihtimalinin olmamasını da dikkate alarak izin hakkının kesintiye uğrayamayacağına hükmetmişken, Bakanlığımızdan personeli lehine, sosyal ve hukuk devleti anlayışı gereği YARGI KARARLARINA UYGUN DÜZENLEME YAPMASI BEKLENİRKEN BU KONUYU KANUNLA DÜZENLEYEREK MAHKEMELERİNİN ÖNÜNÜ TIKAMAYI TERCİH ETMİŞTİR. (Ne acıdır ki)  Bir bakanlık düşünün ki kendi personelinin izin hakkını kullanmasını FAZLA GÖRMEKTEDİR, üstelik bu izni kullanırken vekalet eden kişi bulamaması durumunda ÜCRETİNİ KESMESİNE rağmen FAZLA GÖRMEKTEDİR. 

3. Aile Hekimine bağlı nüfusların Bakanlıkça aile hekiminden alınarak başka bir aile hekimine verilmesinin önü açılmıştır. Her vatandaşın aile hekimini seçme hakkı vardır ve aile hekiminin kendisinden ayrılmak isteyen kişileri engelleme gibi bir hakkı yoktur, kaydını vermeme gibi bir hakkı yoktur.

Bu hususla kişinin onayı alınmadan hekiminin değiştirilmesi, kişinin hekimini seçme Anayasal hakkına AYKIRIDIR. Aile hekiminin nüfusu alındığında aynı zamanda o hekimin ücreti düşecektir. Bu ücret ve hak kaybını kim karşılayacaktır? Bu kanun hükmü de aile hekimliği uygulamasının esasına aykırıdır. Bu uygulamadan hem vatandaş hem de aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı rahatsız olacaktır.

 

Yukarıda belirtilen hususlar hem bir dosya halinde hem de görüşme sırasında sözlü olarak ifade edilmiştir.

 

                                                          AHEF Yönetim Kurulu


PAYLAŞ: