İşe Giriş Raporu Vermek Kimin Görevidir ?

                                            İŞE GİRİŞ RAPORU VERMEK KİMİN GÖREVİDİR?

            Bu yazımızda aile hekimlerini yakından ilgilendiren bir sorunun cevabını kanun maddeleri arasında arayacağız. Her zaman olduğu gibi algoritmamızı değiştirmeden önce kanunlara, sonra yönetmeliklere en son olarak yönergelere bakacağız. Şimdi sırasıyla inceleyelim ve bu sorunun doğru cevabını bulmaya çalışalım. İlk önce bu konu ile ilgili kanunlara bakalım.

1. İlk olarak bakacağımız kanun, 14.04.1928 tarihinde 863 sayılı Resmi Gazete yayınlanan ve 02.01.2014-6514/21 değişikliğe uğrayan Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun olacaktır. Bu kanun’ nun 12. Maddesinde 02.01.2014 tarihinde yapılan değişiklikle “(Değişik dördüncü cümle: 2/1/2014-6514/21 md.) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ve yöneticilik görevi bulunmayan tabipler ile aile hekimleri, kurum ve kuruluşlarındaki çalışma saatleri dışında ve kurumlarının izniyle aylık otuz saati geçmemek üzere iş yeri hekimliği yapabilir. Döner sermayeli sağlık kuruluşları ise kurumsal olarak işyeri hekimliği hizmeti verebilir. (Ek cümle: 2/1/2014-6514/21 md.) Tabipler, iş yeri hekimliği eğitimi alma ve iş yeri hekimliği belgesine sahip olma şartı aranmaksızın 10’dan az işçi çalıştıran az tehlikeli iş yerlerinin iş yeri hekimliği görevini yapabilirler. Bu maddenin uygulamasına ve işyeri hekimliğine ilişkin esaslar Sağlık Bakanlığınca belirlenir. 

Bu kanunda dikkat çeken noktalar, tabipler ile aile hekimlerine, aylık otuz saati geçmemek üzere iş yeri hekimliği yapma yetkisinin verilmiş olmasıdır. Birde tabiplere, iş yeri hekimliği belgesi olmasa bile 10’dan az işçi çalıştıran az tehlikeli iş yerlerinin iş yeri hekimliğini yapma yetkisi verilmiştir. Buradaki en ilginç nokta ise Kanunda ilk değişiklik yapılan cümlede aylık otuz saat iş yeri hekimliği yetkisi için tabipler ile aile hekimleri tanımı geçerken, 10’dan az işçi çalıştıran az tehlikeli iş yerlerinde iş yeri hekimliği görevi yetkisi için sadece Tabipler tanımının geçmesi, aile hekimlerinden tanımda bahsedilmemesini de bir kenara not edelim. Genel yorum olarak da Tabiplerin içine aile hekimlerinin de girdiğini farz edelim. O zaman da şu soru akla gelebilir. İlk değişiklikte neden tabipler ile aile hekimleri tanımı ayrı ayrı yazılmıştır? Bunu ayrı bir konu olarak daha sonra tartışabiliriz ama buradan şu sonucu çıkartabiliriz. Kanun hazırlamak ciddi bir iştir ve kanunları Türkçe’ yi çok iyi bilenlerin hazırlaması gerekir. Bu kanun maddesinde ikinci önemli hususta, bu maddenin uygulanmasına ve iş yeri hekimliğine ilişkin esasların Sağlık Bakanlığınca belirlenecek olmasıdır. 
 
2. İkinci olarak bakacağımız kanun ise; 30.06.2012 tarihinde 28339 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunudur. Bu kanunun 10/9/2014-6552/17 tarihinde yapılan değişiklikle, 15. maddesinde işverene, işçisinin iş yerinde maruz kalacağı sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimi uygulatması ve işçisinin işe girişlerde, iş değişikliğinde, işe dönüşlerde, işin devamı sürecinde düzenli aralıklarla sağlık muayenelerini yaptırması görevi verilmiştir. Aynı kanunun 15. maddesinin 3. bendinde “(Değişik birinci cümle: 10/9/2014-6552/17 md.) Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları işyeri hekiminden alınır. 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de alınabilir.” hükmü getirilmiştir. 

Sağlık gözetimi
MADDE 15 – (1) İşveren;
a) Çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlar.
b) Aşağıdaki hallerde çalışanların sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlamak zorundadır:
1) İşe girişlerinde.
2) İş değişikliğinde.
3)İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri hâlinde
4) İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla.
(2) Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz. (1)
 (3) (Değişik birinci cümle: 10/9/2014-6552/17 md.) Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları işyeri hekiminden alınır. 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de alınabilir. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır, verilen kararlar kesindir.
(4) Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet işverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz.
(5) Sağlık muayenesi yaptırılan çalışanın özel hayatı ve itibarının korunması açısından sağlık bilgileri gizli tutulur
 
Bu kanundaki 15. maddeyi yorumladığımız zaman, işverenin sadece işe giriş raporu için sağlık muayenesi yaptırmasının yeterli olmadığı işverenin aynı zamanda, işçisinin işyerinde maruz kalacağı sağlık ve güvenlik riskleri için sağlık gözetimi uygulatması gerektiği, işçisinin işe giriş yanında, iş değişikliği, işe dönüşlerde ve işin devamı sürecinde düzenli aralıklarla sağlık muayenelerini de yaptırmak zorunda olduğu ve kanunun 15. maddesinin 4. bendinde belirtildiği gibi bu işlemler için gerekli olan maliyetinde işverence karşılanması gerektiği açıktır. Rapor konusuna gelecek olursak, Kanunun 15 . maddesinin 3. bendinde belirtildiği gibi bu kanun kapsamında alınması gereken raporların iş yeri hekiminden alınması gerektiği açık bir şekilde ifade edilmiştir.
 
İlgili kanunun devam cümlesinde geçen “10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli iş yerleri için ise kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerin den de alınabilir” ifadesini ise birinci madde de açıkladığımız 14.04.1928 tarihinde 863 sayılı Resmi Gazete yayınlanan ve 02.01.2014-6514/21 değişikliğe uğrayan Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 12.maddesine göre yorumlamak gerekmektedir. Bu kanunda geçen “Tabipler, iş yeri hekimliği eğitimi alma ve iş yeri hekimliği belgesine sahip olma şartı aranmaksızın 10’dan az işçi çalıştıran az tehlikeli iş yerlerinin iş yeri hekimliği görevini yapabilirler.” hükmü ile konuyu değerlendirdiğimiz zaman,

Aile Hekimleri Ancak;
  1. Az Tehlikeli (10’dan fazla çalışanı bulunan), Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İş Yerleri için; İş Yeri Hekimliği Sertifikasına sahip olmak şartıyla, Az Tehlikeli (10’dan fazla çalışanı bulunan), Tehlikeli ve Çok Tehlikeli işyerleri için, ayda 30 saati aşmayacak şekilde, iş yeri hekimliği sözleşmesi imzaladıktan sonra bu az tehlikeli  (10’dan fazla çalışanı bulunan), tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerlerinin iş yeri hekimliğini yaparak, çalışan işçilere rapor tanzim edebilirler.
  2. Az Tehlikeli ve 10’dan az işçi çalıştıran İş Yerleri için ise, ilgili kanun da belirtildiği gibi iş yeri hekimliği sertifikasına sahip olma şartı aranmadan tüm tabipler ( içine aile hekimleri de katılabilir bir görüşe göre ) iş yeri hekimliği sözleşmesi imzalayarak, az tehlikeli ve 10’dan az işçi çalıştıran iş yerlerinin iş yeri hekimliğini yaparak, bu yerlerde çalışan işçilere rapor tanzim edebilirler.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun, “15. maddesinin (3). bendindeki (Değişik birinci cümle: 10/9/2014-6552/17 md.) Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları işyeri hekiminden (bakınız iş yeri hekimi tanımı) alınır. 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de ( Bakınız Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 12.maddesine göre) alınabilir. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır, verilen kararlar kesindir.” hükümleri bu açıklamalar doğrultusunda tekrar inceleyecek olursak;

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan tanımlar kısmının ı) bendinde, iş yeri hekimi tanımı olarak “İşyeri hekimi: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, işyeri hekimliği belgesine sahip hekimi,”

Bu yüzden, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmemiş ve iş yeri hekimliği belgesine sahip olmayan aile hekimleri ancak 14.04.1928 tarihinde 863 sayılı Resmi Gazete yayınlanan ve 02.01.2014-6514/21 değişikliğe uğrayan Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 12.maddesine göre, yetkilendirilerekTabipler, iş yeri hekimliği eğitimi alma ve iş yeri hekimliği belgesine sahip olma şartı aranmaksızın 10’dan az işçi çalıştıran az tehlikeli iş yerlerinin iş yeri hekimliği görevini yapabilirler” hükmüne göre iş yeri hekimliği görevini yaparak,” 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de alınabilir.” hükmü yerine getirilebilir.
  
Aile Hekimleri, 10’dan az işçi çalıştıran ve az tehlikeli iş yerleri için iş yeri hekimliği belgesine sahip olmasa bile ancak iş yeri hekimliği sözleşmesi imzalayarak ve o iş yerinin iş yeri hekimi olarak rapor tanzim edebilir. Neden mi ?
İşte bu sorunun cevabı bizi doğru noktaya getirecektir.
  1. İş yerinin az tehlikeli olduğunu nasıl anlayacağız?
  2. İş yerinde 10 ‘dan az çalışan olduğunu nasıl anlayacağız?
  3. İş yerinde çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini nasıl anlayacağız?
  4. Çalışanların çalıştığı işe uygunluğunu nasıl anlayacağız ?
  5. İşe giriş, iş değişikliği, işe dönüş, işin devamı sürecinde düzenli aralıklarla sağlık muayenelerini, nasıl takip edeceğiz ?
Tüm bu soruların cevabını ancak o iş yerinin iş yeri hekimi olarak, iş yerini ziyaret ederek ve iş yerinin sağlık ve güvenlik risklerini çıkartarak, çalışan işçileri çalıştığı ortamda görerek çalıştığı işe uygunluklarını anlayarak rapor düzenleyebiliriz.

Tüm bunları değerlendirdiğimiz zaman, 20 Temmuz 2013 tarihinde 28713 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik eklerinden Ek-2 yer alan “ İşe giriş/ Periyodik Muayene formunun” ne kadar kapsamlı olduğu ve bu formun iş yeri hekimi tarafından imzalanması gerektiği açıktır. Ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığının göndermiş olduğu resmi yazıda, verilecek olan işe giriş raporların da İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik eklerinden Ek-2 yer alan “ İşe giriş/ Periyodik Muayene formunun” kullanılması gerektiği ve “Sağlıklıdır” veya “ Haricen Muayenesi Doğaldır” şeklinde verilen raporlarında mevzuata uygun olmadığı belirtilmiştir.

3. Son olarak Aile Hekimliği Kanununa bakacak olursak; Aile Hekimliği Kanunu’nun 2. maddesinde aile hekiminin görev tanımı; Aile hekimi; kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Sağlık Bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabiptir.”  şekilde tanımlanmıştır. Bu tanım içerisinde aile hekimlerinin işe giriş raporu verme gibi iş sağlığı ve güvenliği konusunda bir görevi olduğu tanımlanmamıştır.Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği’nin 4. maddesinde yer alan aile hekiminin görev yetki ve sorumlulukları arasında, iş sağlığı ve güvenliği konusunda bir görev tanımlanmış olmadığı görülmektedir. Sadece aynı maddenin, l) bendinde “ İlgili mevzuatta birinci basamak sağlık kuruluşları ve resmî tabiplerce kişiye yönelik düzenlenmesi öngörülen her türlü sağlık raporu, sevk evrakı, reçete ve sair belgeleri düzenlemek.” hükmü yer almaktadır. İlgili mevzuatı da yukarıda açıkladığımız gibi değerlendirmek lazım.

Toplum Sağlığı Merkezi Ve Bağlı Birimler Yönetmeliği’nin 26.maddesinde yer alan Çalışan sağlığı ve güvenliği hizmetleri bölümünün c) maddesinde “ Bünyesinde TSM İSG birimi bulunması durumunda iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere müdürlükle birlikte planlama ve organizasyon yapmak, bu birimin ihtiyaçlarını ilgili mevzuata uygun olarak temin etmek, ” hükmü ile iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin TSM’ ler bünyesindeki İSG Birimleri tarafından verileceği açık olarak belirtilmiştir.

 Sonuç ve Özet:
  1. Az Tehlikeli (10’ dan fazla çalışanı bulunan), Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İş Yerleri için; işe giriş raporlarını, iş yeri hekimliği sertifikasına sahip, ilgili iş yeri ile iş yeri hekimliği sözleşmesi imzalamış olan iş yeri hekimleri verebilir.
  2. Az Tehlikeli ve 10’ dan az çalışanı bulunan iş yerleri için, işe giriş raporlarını, iş yeri hekimliği sertifikasına sahip, ilgili iş yeri ile iş yeri hekimliği sözleşmesi imzalamış olan iş yeri hekimlerinin yanında iş yeri hekimliği sertifikasına sahip olmayan, ilgili iş yeri ile iş yeri hekimliği sözleşmesi imzalamış olan hekimler de verebilir.
  3. İlgili iş yeri ile iş yeri hekimliği sözleşmesi imzalamamış olan aile hekimlerinin, işe giriş raporu düzenlemesinin kanuna uyarlılığı bulunmamaktadır. 
İş kazalarının ve işçi ölümlerinin rekor kırdığı ülkemizde, iş ve işçi sağlığına gerekli önemin verilmesini, kanun ve yönetmeliklerin arkadan dolanmadan, açık ve net olarak yazılmasını ve uygulanabilir kanunların yapılmasını temenni ediyorum. Saygılarımla.
 
Dr. Hakan UZUN-TRABZON
                                       

PAYLAŞ: